28 Aralık 2011 Çarşamba

Kaderimde buda mı vardı?

Güzel bir güne uyanmakla beraber okula bugün azıcık süslenerek gitmek istedim. Okul çıkında gideceğimiz fuarda azıcık güzel gözükmek için yaptım bunu, he bide Alain faktörünü unutmayalım. Neyse işte süslendim püslendim gittim okula. Herkes güzel tepkiler verdi. Alain ise sap sap baktı, yani bugün bana farklı baktı. Oda beğenmiş gibiydi.

Hemen havalı havalı yürüdüm yerime oturdum. Alain tam karşımdaydı. Çok kez göz göze geldik, hatta bi ara gözlerine bakmamak için kendimi tuttum, çünkü çakıyo adam kıllanıyo bi süre sonra. İlgilenmiyomuş gibi davranmak için büyük çaba sarfetsemde bu işi becerebiliyorum. Neyse işte Alain yanıma geldi, çok kıl oldum bugün ona. Götü kalktı kızlar çok yavşayınca eli belinde, sürekli uzaklara bakıyo, resmen poz verir gibi dikiliyo karşımızda. Artislik pozlara gerek yok ibnelik yapma diyesim var da işte, ah işte tutuyorum kendimi.

Geldi işte bu yanıma, bişeyler anlatıyo yine. Sonra ben bi cevap verdim, yanındakine dönüp "bu kızında böyle konuşmasına hastayım" deyip söylediğim cümleyi gülerek taklit etti. O kadar sinir oldum o kadar sinir oldum ki, içimden küfürleri yığdırdım. Hiç gülmedim etmedim, pas vermedim. Aldım kağıdımı önüme tribi bastım. Geldi gitti yine döndü dolaştı etrafımda ama bende tık yok.

Tekrar yaklaştı bana istemsiz gözlerine baktım, bana gözlerinin içi gülerek bakıyodu. Resmen ibne gibi gülüyodu. Bende güldüm dayanamadım. Sonra gitti bu ortalıktan kayboldu. Çıkışta fuara gitcez toplaştık kızlarla. Bi baktık Alain okuldan çıkıyo. Biz yürüyoruz tabi Alain arkamızdaydı. Yine atom karınca gibi hızlı hızlı yürüdü gözden kayboldu. Otobüse bindik fuar merkezine geldik kızlarla. Fuara girmeden öncede azcık takıldık öyle gittik.

Ve beklenen an,

Fuarda sınıftakilerle makara yaparken, etraftaki entel adamlara gülüp eğlenirken ve vişne suyu diye aldığımız ama şarap olduğunu sonradan anladığımız içkileri cam kenarına çaktırmadan koyarken birden içeri Alain girdi.
Alain girdi girmesine de arkasındaki kaltak, o iğrenç yaratık, o şırfıntı neden girdi anlamıyorum. Birlikte geldiler. Alainin yanında duruyo. O anda ben ve Alaine yavşayan bütün kızlar yıkıldı. Fuarı bıraktık onları izliyoruz bi köşede. Ya resmen kadın, olgun yaşlarda, yüzünde kırışık çıkmaya ramak kalmış bi kadınla sevgili olduğuna inanamıyorum.

Sevgili olduğunu nerden anladın diye sorarsan
1.Birlikte geldiler
2.Göt göte geziyolar
3.İkisininde ağzı kulaklarında
4.Alain telefonuna bakmıyor
5.kadın konuşunca omzuna falan dokunuyo Alainin
6.Allah ikisininde belasını versin.

Kadın bi ara fuarı gezerken bizim sınıfın önüne geldi, nasıl atlıycak gibi bakıyoruz süzüyoruz falan. O halimiz tam komediydi. Garibimde gülümseyip geçti önümüzden ama ben daha fazla dayanamadım ve hemen çıktım fuardan kızları alıp eve döndük.

Ya ne kadar kendimi kaptırdığıma inanmasamda kaptırmışım hacı, baya baya yıktı bu olay beni, üzüldüm. Hayatta yaşama amacım kalmamış gibi hissettim. Kendimi çok çirkin hissettim. Hatta şu anda depresyonda bile olabilirm. Gerçi şuan biraz iyiyim. Yada onu bu olaydan sonra henüz görmediğim için böyle hissediyorum.

Yarın neler olur bilemem, bize dersi olmasada kesin bi yerlerden çıkar karşıma. Çıkmasın, ona çok kızgınım. Görsem bile kafamı çevirirm, Sıçarım "selam vermezsen ayıp olur" davalarına valla, o da bana ayıp etti. Hemde çok. Fiziksel olarak temasımız olmasada aramızda bi iletişim olduğuna inanıyodum. Kendimi piç gibi ortada bırakılmış hissettim. Duygularımla oynandı sanki, yada ben kendi duygularımla kendim oynadım, belkide hala oynuyorum.

23 Aralık 2011 Cuma

Bana öyle bakma, anlamaları mesele değil üzerine atlamaktan korkuyorum.

Etrafımda Alaine yazan o kadar  kız varken bana iki dakika oturmak haram. Kafamı çeviriyorum Alaine bişeyler almalar, bi bakıyorum Alaine yavşamalar, adamı araştırmalar, sürekli sorular sormalar alan azgın kızlarla dolu bir sınıftayım, kırk yılda bir adamdan etkileniyorum onuda cümbür cemaat talip olduk. Zaten bende şans olsa azıcık cazibeli doğardım, ne biliyim çirkin falan olurdum da bi yerimde seksilik olurdu. Hiç birimi olmaz bir insanda. Götümle ceviz kırsam, eminim bayan postiş kokonat kırdım hocam diye gelir yanımıza.

Bayan postiş demişken kendisine ayrı bi gıcıklığım var. Vize haftası kene gibi yapıştı ve hala söküp atamadım. "Lavin bana şu soruyu söylesene"
"Lavin bana da yapsana, "
"Lavin sende notlar varmı canım,"
"Nasılsın bitanem aa aklıma gelmişken ingilizce kitabını alabilir miyim"
"Bak kesin yanımda oturuyosun bu derste"
"Beni satışa getirme"
"kuku içmeye gidelim mi (sigara)"

Kukun batsın gerizekalı uzak dur benden demek istiyorum ama dünyada azıcık daha azap çekeyim diye verilmiş bir huyum var ki kimseye "hayır" diyemiyorum, yada tersleyemiyorum. Bi de bayan postiş çok kurnaz herkesi inceliyo iciğini ciciğini araştırıyo geliyo bana "kız azcık dedikodu yapalım gel" diye sınıftakileri tek tek anlatıyo. Herkes hakkında bişeyler öğrendim şimdiden. Garip olan bişey varki bu kız sürekli Alainden de bahsediyor, benim ona olan ilgimin farkına varmış olmalı. Adamı araştırmış, sürekli yanına gidiyo zaten "aramız çok iyi dertleştik, dur bi yanına uğrıyım ne yapıyo" diyerek pezevenk gibi sırıtıyo. En son mail adresini isteyecekti düşün artık. Onun yanında sinirlendiğimi belli de edemiyorum "aa ne güzel, iyi iyi sevindim, iyi tut aranı bak asistan falan haahah" diye gülüyorum yalandan.

Niye bu kadar sinir oluyorum bu kıza?

Gerçi Alaine birgün soru sorcaktım bayan postişte gitti buldu çağırdı falan, Alain geldi, bebeğim beyaz bir kazak giymiş zaten esmer bide dişlerde bembeyaz çok yakışıklı olmuştu onu görünce eridim bittim resmen. Soru sorarken postişte araya girmeye çalışıyo falan onunlada ilgilensin diye Alain hiç pas vermiyodu ona. Aksine kız salakça bişey söylediğinde bana dönüp ne diyo lan bu edasıyla acır gibi güldü kıza, bende her ikisini siklemez gibi başka tarafa döndüm.

Bunu son zamanlarda çok yapıyorum Alaine sanki umrumda değilmiş gibi davranıyorum ama ondada var bişeyler bilmiyorum ama  öyle hissediyorum. Sürekli göz göze gelmemiz beni işkillendirmeye başladı açıkçası, bide bana bakarken gözlerinin içi gülüyor bunu farketmek çok zor değil. Ben onu çağırmayınca palavradan 123425245 kere önümden geçiyor ki onu fark edeyim diye.

Geçen gün odasına gittim soru sormaya aynen söyle oldu
"merhaba Lavin"
"merhaba"
"nasılsın"
"iyiyim siz"
"iyiyim teşekkür ederim"
"hocam şu soruya bakabilir misiniz?"
"bakıym"

ve 3. tekil şahıs, odada ki başka bir hoca

"hiç bana soru sormak yok hep alain hep alain neden acaba?"
(adam resmen imada bulundu şok oldum o anda nasıl sıyrılcağımı bilemeden)
"Çünkü Alainde bütün sorularımın cevabını bulabiliyorum" dedim
(Alainden ııhhh diye bir ses çıktı, kahkaha attı resmen, göt oldun mu der gibi hocaya baktı)
(hocanın yüzü değişti aha sıçtık dedim kaldın kızım bu dersten allah cezanı versin susarsın susarsın ağzını açtığında boka batarsın ayarsız karı"
"Ne yani ben sorularına cevap veremiyor muyum?"
(aha resmen bittim ne desem yırtarım ne desem yırtarım derken)
"Hayır öyle demedim de Alain daha genç olduğu için ona kendimi daha yakın hissediyorum"
(Alain kızardı, utandı, garip bişeyler oldu ama hala öküz gibi gülüyodu)
(hoca desen daha da bozuldu oğlum çıkamıyorum işin içinden ne desem olmuyo)
"E şimdide bana yaşlı dedin hiç olmadı"
"Hayır hocam bide siz sürekli okulda olmuyosunuz desem kurtulabilir miyim?"
"İyi hadi öyle olsun"

Adam bana çok bozuldu nettim ben ya, Alaini tavlayamadığım gibi bölüm dersimden de kaldım. Konuşmadan önce 3 5 kere düşünsem yine bi bokluk yaparım bi olay gelir başıma. Alaininde allah cezasını versin hiç kurtarmadı beni anca öküz gibi güldü ve kızardı. E tabi bi yandan kendinden yüksek bi hocayı gömerken onu övdüm götü kalktı ibnenin. Sonra bütün gün vicdan azabı çektim tabi. Neden öyle söyledim, adama ayıp ettim, Hele anneme anlattım "ben seni böyle mi yetiştirdim den" girdi "kime çektin bilmem ki den" çıktı. Rüyalarıma bile girdi bu durum. Onu bunu geçtim o dersten kalırsam sıçarım, dünyadaki bütün krediler o derse toplanmış resmen.

Hep bu bokluklar Alainin yüzünden çıkıyo.
Bir gün ona sahip olursam hepsini fitil fitil burnundan getircem.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Bu kadar yakınımda olma, sana dokunamadıktan sonra

Uyku nasıl sevilesi bir şeyse, o kadar da küfür edilesi bir olay. Her gece geç yata yata uyku düzenim orospu olmuştu ta ki dün abartısız 20 saat uyuyana kadar. Resmen ölü gibisin, bir uyanıyosun hayatından 1 gün gitmiş, hangi gündeyiz yeaa falan oluyosun. Aynen bende öyle oldum. O kadar saat uyuduktan ve nerdeyse tüm sülalemi tek tek rüyamda gördükten sonra (komşu teyzede dahil) uyandığımda anneme "bugün günlerden ney?" diye sordum. O kadar şaşkındım, o kadar adapte sorunu yaşadım. Direk uyanır uyanmaz okul ve okulda abuk sabuk şeyler.

Sınıfa girmeden önce bir wcye uğrıyım dedim, aman allahım bu nasıl tip, göt gibi şişmiş suratım vardı ve çok dandik dundik bişeyler giymiştim, uyku sersemiydim herhalde giyinirken. Acayip pişman oldum wcden çıkasım gelmedi ama devamsızlık korkum var diye alelacele girdim sınıfa pat, başka yerde ders. Ara bul yürüyorum koridorda arkadan da biri geliyor, döndüm baktım Alain, hassiktir işte bülent ersoy poposu kıvamında şişkin bir yüzle görmemeliydi beni, zaten arkamda diye bi heyecanlandım bi sendeledim yerimde sonra girdim sınıfa tam arkamda yine ben oturdum tam önüme oturdu. Dersi mi dinliyim Alaine mi bakıym diye düşünürken "koy götüne rahvan gitsin dersi dinle Lavin siktir et bu tiple Alaini unut gitsin" gibi uzun bir cümle kurdu iç sesim. Bende derse adapte oldum ama bir yandan da bakıyorum dudaklarını yiyiyo canı sıkılıyo telefonu çıkarıyo yine birileriyle mesajlaşıyo falan çok uyuz oldum. 

Öteki sınıfa girdik gittim en köşeye herkesten uzak tek başıma bişeyler yazdım. Tabi bizim Alainin keyfi iyi gülüyo ediyo sınıftakilerle şakalaşıyo falan bi kaç sefer göz göze geldik direk kafamı çevirdim. İçimde neden olduğunu anlayamadığım bi kızgınlık vardı, ona karşı bi nefret oluştu birden bire. Bütün gün yüzüne bakmadım. Yanımdan 123145 kere geçti belki bişey sorarım umuduyla sormadım da, yüzü düştü biraz (yada ben öyle anladım biliyosun olayları üstüne çekmede üzerime adam tanımam). Ders bitti ben aldım çantamı büyük hocaya gittim çıkabilirmiyim dedim Alainde tam onun yanında çıkablirsin dedi hocamız çıktım hiç bişey demeden ama Alain hiç bakmıyo yere bakıyo suratı düşük bi şekilde, çıktım kızlarla biraz takıldık bahçede Alain geçti önümüzden gitti sandım ben onu kızlara biraz sonra hadi bizde gidelim dedim, hep birlikte çıktık yürüyoruz arkamı bi döndüm yine Alain geliyor aman allahım, daha uzakta diye saçmalıyodum yanımdaki kıza garip garip hareketler yapıyodum ki bi döndüm Alain yanımda "iyi akşamlar" dedi güldü, bende sadece gülümsedim. Sonra bu atom karınca hızlı hızlı gitti gözden kayboldu falan biz kızlarla tam otobüse bincez bi döndüm Alain yine arkamda (adam sadece arkamdan geliyo bi kere de yan yana yürüsek ya) palavradan görmedim ayaklarına yattı ama ben o yandan yandan bakışları iyi biliyorum "yemezlerrr" diye bağıramadım da

Ama çok yakınımda ya, düşünsene sürekli arkamda, götümün dibinden çıkıyor sürekli. Bide çok karizmatik, bütün kızlar evlisi nişanlısı bekarı hepsi yavşıyo çok sinir oluyorum benim erkeğim diyemiyorum da, Çok kızıyorum o zaman Alaine, neden benim değil diye düşünüyorum. Yada neden daha önce doğmamış, daha önce doğsaydı ve yaşlarımız azcık yakın olsaydı kesin kapardım, Zamanlama hataları sadece hayatımın bu evresinde olmadı tabi. Ona olan duygularım gün geçtikçe artıyor ama icraat yine sıfır yine sıfır. 

19 Aralık 2011 Pazartesi

Annesinin jandarma gibi yürüyen erkek kızı

Son zamanlarda taytıydı mini eteğiydi topuklusuydu yolda yürürken o kadar çok kız görüyorum ki. Eskiden olsa tayt giyen gördüğümde "o ne lan, götüne yapışık nasıl rahat ediyo" diye düşünürdüm. Ama artık göz alıştı abes gelmiyor. Okulda bile o kadar çok var ki bazen kıyafet giymeye üşenip sadece taytıyla yaşayan kızlar olduğunu düşünüyorum. Gece yatarken tayt sabah uyandığı gibi geliyo falan içlik misali. Bende heves ediyorum ama benim götümün ölçüsü biraz büyük, bacaklar desen fil bacağı taytı giysem lombur lombur sallanmaktan korkuyorum. O çıta gibi kızları da kıskanmıyor değilim. Neyse işte bugün tayt giyemiyorum bari etek giyiyim okula giderken dedim. Eteğimde dizimin 5 6 cm üstünde. Bana sorarsan kısa değil ama bizim esnaf benim etek giymemi bekliyomuş ben bugün onu anladım.

Ya heves edip bir şeyi giydiğimde asla rahat edemem mesela. Yolda yürürken o etek çıktı ağzıma, önde katlana katlana bir hal oldu, onu mu düzeltiyim eteği mi aşağı çekiyim, kaldırımdan çıkarken frikik mi vermiyim diye düşünmekten kurdeşen döktüm 15 dakikalık yolda. O yetmezmiş gibi insanlar sadece bacaklarıma odaklanıyolar. Cidden kısa falan değil etek dizimin üstünde altımda siyah çorap var ve zaten çizme giymiştim bacağım kapanmıştı. Yahu hangi dükkanın önünden geçtiysem adamların bacaklarıma "günaydın" demediği kaldı. E be angut bakıyosun bari gizli bak, 40 yılda bir etek giymişim burnumdan getirme, okulda desen zaten hiç rahat edemedim. Ne bokuma giydiysem bi daha nah giyerim neyime yetmiyo kot pantolon neyime yetmiyo dar paçalarım yaa. Çizme benim neyime postallarımı giyim asker gibi gidiyim.

Zaten ben erkek olmalıydım, kızsal özellik taşıyan hiçbir şey bana yakışmadı bu güne kadar. Doktor ben doğmadan önce aileme oğlunuz olcak demiş zaten, bizimkiler "hebereyy oğlum olcakk lililili" diye hazırlık yapmışlar bir de çıkmışım ki kız, annem sen doğarken şeyin içerde kaldı galiba der mesela. Erkek olmam için bu kadar hazırlık yapılmış, bu kadar erkek beklenmişim, e üzerimde bi erkeklik kalmış tabi, abimin sünnet kıyafetiyle resmim var desem ne dersin acaba, var ulan var, ilerde kocam görse boşar beni o derecede çirkin.

Çocukluğumda pembeyi hiç sevmedim. İç çamaşırına kadar pembe tutkusu olan kız arkadaşlarım vardı. Hatta sınıftaki bütün kızlar benim adım "barbie" ben "barbie girl üm", "babam bana barbie girl evi alcak ehihih"  diye birbirlerine hava atarken ben sınıftaki erkeklerle futbol oynardım.Abartmıyorum 15 yaşına kadar mahallede kız arkadaşım yoktu. Erkeklerle it gibi top peşinden koşmak mı dersin, dokuz aylık (tek kale gol) oynamak mı dersin, kavga edip yerlerde sürünmek mi dersin her türlü bok vardı. Komşular anneme "Lavin'i artık dışarı gönderme öyle bak büyüdü falan yakışmıyo" derlerdi. Benim göğüsler bir çıktı zaten nevrim döndü, neye uğradığımı şaşırdım. Belli olmasın diye abimin tshirlerini giyer dışarı öyle çıkardım. Sonra annemin baskısıydı şeyiydi falan derken mahalle hayatıma son verildi.

Ama bir sorun vardı.

Ben bildiğin erkek gibiydim, "jandarma gibi yürüyosun kız" diye dalga geçiyolardı. Bazende aksaya aksaya yürürdüm, bi omuz aşağıda bi omuz yukarda hafif bel eğik mahallenin ağır abisi Lavin. Yürüyüşümü düzeltmek için çok uğraştı annem. Çok uyardı. Toparlayamadım kendimi bi süre. Sonra lise başladı kızlarla daha içli dışlı cinsiyetimin farkına yeni yeni varmıştım. Hala yürüyüşümde bir bozukluk var tabi, ama bu kadar değil.

Bugünde talihsizliğim o yöndeydi, Alaini görmeye gittim açıkçası beni biraz hanım hanımcık görmesini de istedim. Bana ödev vermişti onları gösterme bahanesiyle girdim odasına, yine ödevle ilgili bi sürü şey anlattı. Bende sanki bıçak zoruyla odaya sokmuşlar gibi yüzüm asık ağzımı bıçak açmıyor kitlendim adama bakıyorum. Garibim ya nasıl gülümsüyo şebeklikler yapıyo kendince beni güldürcek. Benimde moskof günüme denk geldi hiç ilgimide çekmedi zaten bugün. Niye gittiğimide anlamadım çıktım odadan öyle, tüm gün mal gibiydim. Alain bile ilgimi çekmedi. Sanırım hanım hanımcıklık bana yakışmadı. Olmuyo yani ben erkeksi daha güzelim. En azından o benim.

Yarın yine Alainin dersi var. Onu diğer kızlardan çok kıskanıyorum, bana bir kitap ismi söylemişti ben aldım deli gibi ordan ders çalışıyorum. Bir iki kıza daha söylemiş aynı şeyi bugün kitabı bende görünce gelip sordular ne kadara aldın nasıl tavsiye ediyomusun falan diye. Tavsiye etmiyorum, eğer bir şeyleri öğrenmek istiyorsanız başka bir kitap alın çünkü bu hiç öğretici değil dedim. Bunu neden yaptığımı da bilmiyorum. Belki sadece bana bişeyleri tavsiye etmesini istedim, belki diğer kızlarla aynı kefeye konmak hoşuma gitmedi, belki de sadece ben gelişme göstermek istedim bu derste, tam sebebi bilinmemekle beraber azıcık vicdan azabı çekmiyor da değilim. Onlarda bana sormasalarmış ben onlara mı sordum alırken yahu. İnşallah kitap hakkında atıp tuttuğum Alainin kulağına gitmez. Sonra ne derim bilmiyorum.

16 Aralık 2011 Cuma


En karmaşık duygularda dinlenilesi kız.

"Fazla elektrik bünyeye zarar" dediler inanmadık.

Alain'in ne yapmaya çalıştığı hakkında bir fikrim yok. Adam bir gün iyi bir gün kötü, hiç bişey anlamıyorum. Geçen yazımda anlatmıştım çok sinirlerimi bozmuştu gider ayak, o olaydan sonra çok gördüm onu gerek koridorda gerek odasına gittiğimde (ki odasını tercih ederim, o sıcak hava dalgasının yüzüme vuruşu, iliklerime kadar ısınmam ve atmosferin sadece Alain kokusundan ibaret olduğu) .

Onun karşısında kitlenme huyumu biraz da olsa aştığıma inanıyorum. Sınıftayız işte herkes kafasına göre takılıyor hoca serbest bıraktı falan baktım Alain cam kenarında dışarıyı izliyo hemen aldım elime defterimden bi sayfa soru sorma bahanesine adamı tenhada sıkıştırcam. Gittim yanına palavradan da bir soru sordum. Yan yanayız sınıf arkamızda, benim kalbim ağzımda falan. O kadar abartıyorum ki onu sanki insan değil peygamber aydınlanmaya gitmişim yanına o derece. Kalp atışlarımı bizim pakize teyze duymuştur o nasıl bir atıştır öyle. Bana bir şeyler anlatırken hep bi yerlerimiz değiyo zaten. Ya kolumuz ya omzumuz ya başka biyer ne bilym sürekli bi temas içindeyiz. O günde öyleydi cam kenarındayken kollarımız birbirine değiyodu. O an aldığım  elektrikle İstanbuldaki kaçak elektrik olayına son verebilirdim. Heh nerde kalmıştık bişeyler anlatırken hem çok yakınlaşıyo hem ses tonunu çok iyi ayarlıyo, böyle naif bi şekilde sessiz sessiz, ahh anlatırken bile fena oldum. Sonra bana döndü ben tabi kağıda odaklıyım (asla göz teması kuramıyorum, utanıyorum bide şaşı falan bakarım korkusu var)  döndü bana ve kitlendi adam, yani abartmıyorum yarım dakika bakmıştır baktı baktı baktı tamam mı dedi? Tamam dedim hemen uzaklaştım ama nasıl utandım anlatamam. Oturdum yerime etrafımdakilerle konuşmaya başladım aldırmıyorum lan hesabı. 

Onun dersinin olmadığı günler çok sıkıcı. Neyse ki haftanın 2 3 günü geliyor. En son bombayı anlatıyorum, Alain yanıma geldi, ben soruyu yapamıyorum dedim, ben masada oturuyorum o arkamda, iki elini omuzlarıma koydu ve bildiğin omuzlarıma dayandı vücuduyla, sonra bi eliyle soruyu yaparken diğer eli hala benim omzumda. Ben tabi o sıra bal mumundan yapılmış heykel edasıyla kaskatı kesildim, el omzumda ama rahatsız olmasın çekmesin diye kıpırdamıyorum. Bütünleştim elle çekse ağlıycam o hesap. Nasıl mutlu oldum nasıl heyecanlandım, derste bi 4352304 kere daha göz göze geldik, ama o da bakıyo hacı, sadece ben değil.Ama bakış amaçlarımız farklı;

Lavin: "ayyhh ne tatlı yeaa, yerim lan seni, kıvırma oğlum kıvırma, o kızın yanında ne işi var, çukura düş inşallah rapunzel gidip durma şunun yanına, hastasıyız dedeeeee"

Alain: "bu kızda bakıp duruyo, bak yine baktı, ne bakıyosun be, neyse ben bi wc ye gidim"

13 Aralık 2011 Salı

Umudum kalmadı Alainden yana

Yok yok, hiçbir şekilde umudum yok artık. Alain sınıftaki herkesle can ciğerken benimle konuşmuyo bile. Bütün herkesin yanına tek tek giderken beni kriz gibi teğet geçiyo. Bildiğin benim olduğum her yerden kaçıyo adam. Sınıfta bi kız var bahsetmişimdir, Rapunzel. Çok güzel kız, saçları götüne kadar ve siyah, beyaz tenli, ağzı burnu çok güzel allah için. Alain süreki onun dibinde dolaşıyo. Tek amacı onu mutlu etmek gibi sadece ona yardım ediyo. Bende sadece izliyorum.

İnsan düşmanlarını iyi tanımalı. Koridorda vize sonuçlarını okuyordum, tam çaprazımda Alainin odası var tabi ama cidden o anda onu görmeyi hedeflemiyodum. Arkamdan topak rapunzel afresif geçti, sonra bi daha geçti sonra bi daha bi daha bi daha bi daha derken abartmıyorum 20 dakikada 20 kere geçmişlerdir. Ben tabi kıllandım biraz yürüdüm biraz dolanayım dedim, 5 dakika sonra Alainin odasının ordan geçiyim dedim aama birde ne göreyim bizim 3 silahşörler Alainle konuşuyo, hemde gülüyolar ediyolar falan. Çok sinirlendim çok şüpheleniyorum onlardan biri çok pis erkeğime yazıyo.

Ne yapıyım bende canım sıkıldı tabi oturdum bi sınıfa müzik dinlemeye başladım, tek başıma ne yaptığımı, yada ne yapmak istediğimi düşündüm. Olur ya böyle bazen insan kendine çeki düzen vermek ister, planlar yapar, bundan sonra böyle yapıcam, kesinlikle bu şekilde olmalı falan filan. Ama her seferinde o plandan saparsın sonra bir bakmışsın yaş geçmiş iş bitmiş, sen planlarınla uğraşırken zamanın nasıl geçtiğini anlamamışsın. Aynı o hesap sınıfta oturuyordum kapıyıda açık bıraktım gelene gidene bakarım diye, koridorun başında Alaini fark ettim. Yine kasıla kasıla yürüyo beni fark etmedi bile wcye girdi, sonra çıktı yine kasıla kasıla odasına girdi. (bu arada alain çok sık wcye gidiyo neden bilemiyorum artık).
Onu orada izlerken bu kadar yakınımdaki insanın nasıl oluyoda bu derece uzağımda olduğunu anlamaya çalıştım. Buna anlayışım yoktu çünkü, ben hayatta en çok belirsiz kaldığım durumlarda yıkılırım. Belirsizlik beni yataklara bile düşürebilir.

Bugün bize dersi vardı, yine hep rapunzelin ve bayan postişin yanındaydı. Benim yanıma hiç uğramadı. Herkesle gülüyo ediyo, arkadaş gibi sohbet ediyo ama benimle hiç konuşmuyo. Belki de beni çocuk görüyo, e haklı çocuğum işte. Adam beni bodozlama depresyona soktu farkında değil. Üstelik bi de bana hasta dedi. Asosyal olduğumu söylediğim zaman, asosyallik bi tercih meselesi mi yoksa hastalık mı dedi, tercih meselesi ben bilerek yalnız kalıyorum dedim, o da hayır bence öyle değil dedi. Kendimi o kadar küçük görüyorm ki, acınası haldeyim

11 Aralık 2011 Pazar

Daha sahip değilken bile kıskanıyosam..

'

Benim değilken bile seni etrafındakilerden kıskanıyosam, oldu ki bir gün benim oldun bileklerinden koltuğun bacağına bağlarım şimdiden söylemiş olayım dedim.


Ya bu devirde kızlara anneleri kahvaltıda yürek falan mı yediriyo nerden buluyolar bu erkeklere yavşama cesaretini. Hayır öyle bişey varsa bende anneme söyliycem boşa bana kahvaltıda peynir ye sağlıklı olursun bla bla demesin yıllardır yiyoruz bu şekilde bir yararını göremedik daha.

Ya sırf adama yaranmak için kantinden çay üstüne çay taşıyolar. "hocam ehihihih bakın size çay getirdik ehihihihi","hocamm bişey istermisinizzz", "hocamm hayır olmaz sokun o parayı cebinize" diye ağızları açık dolaşıyolar ve ben onlarla ciddi anlamda yarışamam. 

Neden yarışamam çünkü onlar çok kadınsılar, yani Alain zaten olgun bi insan ve kızlar çok kadınsı giyinip makyajıydı süsüydü püsüydü tam takır geliyolar okula ve çok güzeller. Ya herşeyden önemlisi topuklu ayakkabı giyiyolar. Ben sürekli bot sürekli spor ayakkabı çıkışta futbol maçım varmış gibi utanmasam kramponla gidicem okula. Giyiniş desen "allah ne verdiyse" tarzı. Yani diyceğim o ki ben Alaine biraz çocuk kalıyorum. Ama o sınıftakilerin hepsini toplasa 5 e çarpsa o kadar çok severim onu. 

Bu yüzden de dayanamıyorum böyle manzaralarla karşı karşıya kalınca. Onunla tek iletişimim sorduğum sorulara cevap verme anında gerçekleşiyo düşünsene, o arada hem cevabı dinleyip hem onu hayranlıkla izleyemiyorum, bütün bunlar bu 3 dakikaya sığmıyo yani. Sürekli yanımda kalsın istiyorum. Benimle konuşsun, onun hayranlıkla içime çektiğim parfüm kokusunu diğer kızlar hissetsin istemiyorum. Yada diğer kızlara o kadar yaklaşsın istemiyorum. Beni farketmiyo bile bazen, artık onun sadece dalga konusu bile olabilirim. Bazen benimle kafa bulduğunu düşünüyorum. 

Yarın okul var, yüzüme maske yapıyım dedim siyah noktalardan arınmak için falan ama nasıl bi maskeyse yanıyorum, daha fazla yazamıycam ben bi kafamı suya sokup geliyorum.

.


...

Sevdiğim şarkılar gibi tekrar tekrar dinlesem seni sıkılırım, aylar sonra tesadüfen görsem geberirim. 
Pazar günleri televizyonun karşısından kalkıp duşa girmek kadar güç senden kopmak
El ele tutuşmak da neyin nesi yanımda otururken dirseğinin koluma hafifçe değmesi varken
Ağlarsan omzumu ödünç veririm, üşürsen açık kalan kalbimi kapatırım
Ben aşıkken öyle vefalı öyle  insaflıyım..


...

9 Aralık 2011 Cuma

Hayal kurmak parayla olsa daha az hayal kurardım

İnsan neden yaşıtı birini sevip ergen ergen şeylerle uğraşmaz ki, aslında bakarsan okulda baya baya yakışıklı ilik gibi çocuklar var. Ama ben gittim o kadar yakışıklı, o kadar ilik adamların içinden asistan hocamı seçtim. Sabahın köründe sırf beni koridorda 1 kere de olsa görür diye süsleniyorum, üşenmiyorum her gün saçlarımı yıkıyorum daha ne yapıyım yani. Ders aralarında odasının olduğu koridordan 13134293434  kere geçmemde cabası. Bakışlarımdan mıdır bilmem ama adam da bazı şeyleri çakıyor gibi, bi gün ona bakarken birileri fotolarımı çekse süper olur aslında gözlerimde kalp kalp kalp ifadeleri mi oluşuyo merak ediyorum adam bana ne zaman baksa gülümsüyo, ya o yada komik bi tipim var ki ben 1. seçeneğin olmasını temenni ediyorum.

Yine bir sabah ve yine onun dersi..

Onun derslerinin olduğu gün ne güzel gündür öyle yahu. Süslen püslen (süsleniyorum dediğim bi göz kalemi bi de düzleştiriciyle cebelleşme) bir heyecan, yüzde daima eksik olmayan 32 diş ifadesi daldım sınıfa, köşeye oturmuş garibim zengin piçlerinin triplerini çekiyo, neyse hiiiiç bakmadan (o kadar çok bakarken yakalanıyorum ki artık onun olduğu tarafa bakmamak için yoğun bi çaba sarfediyorum) kendime bi yer buldum oturdum. Öyle bi yere oturmuşum ki sınıftan dışarı çıksam yeridir, sınıf ayrı bi yerde ben ayrı bi yer, zaten alaindelonuda göremiyodum o açıdan iyi olmuştu, kendimi kaptırmışım derse baktım tepemde biri belirdi kafamı o şaşkın ifadeyle kaldırmamla alainle göz göze geldik. Ne yaptığımı kontrol etmeye gelmiş. Aldı kağıdımı bakıyo ters tutuyosunuz dedim çevirdim kağıdı ama o anda eli elime bi değdi, anam dedim ne oluyoruz ne yaptın sen lavin adamın eline değdin falan tarzında görenlerin ırzına geçtiğimi sanacağı cinsten bir paniğe kapıldım içten içe, ama öyle hoşuma gitti ki oda gülümsedi zaten, ya diyorum ya anlıyo yemin ederim, anlamıyosada ibnelik olsun diye bana ızdırap çektiriyo o beni benden alan gülümseyişle. Elleri ne güzel ya, aslında minik hiç erkek eli gibi değil ama onda olan her şey bana mükemmel geldiği için sorun yok yani.

Sesim neremden çıkıyo bilmiyorum ama bi yerden de olsa çıksın artık.

Yahu birine bir şeyi bi defada söylediğimde anlasın artık. Sınıfta yada başka bir ortamda o kadar sessiz çıkıyo ki o ses aman allahım, insanlar ağzıma girmek zorunda kalıyolar, "efendimmm? efenimmm? efemmm?" Hayır başkasına olsun da Alaindelona olmasaydı bu, tam eller değdi, elektrik oldu dedim kendi kendime ama adama bi soru sordum "efendim?" dedi yaklaştı, bi daha söyledim "efeniimmm?" dedi biraz daha yaklaştı. 3. söylediğimde ise artık dişlerimle bakışıyolardı ki onlar hiçç güzel değiller. Ya kısmetimi kapatıyolar yemin ederim, adamın içinde bi kıpırtı olduysada o bakışmadan sonra geri kaçmıştır. Ya ben onları saklıyodum sır gibi, ne bahtsızım ne bedeviyim allah benim cezamı verecek ya.

Derlerdi de inanmazdım.

"Üniversite çıkarcı insanlarla doludur, kimseye güvenme, aman he arkadaş gibi görünür donunu sökerler, kimseyle takılma öyle, olum zaten bi gördüğünü bi daha görmüyosun, bi gün başka bi gün başka biriyle geziyosun" laflarını duyar, ulan buldunuzda bunuyosunuz pezevenkler derdim. Meğer gerçekten öyleymiş. Zaten ilk 1 ay piç gibi takıldım, bi kaç arkadaşım vardı ama onlar başka sınıftaydı. Bizim sınıfta da herkes can ciğer olmuş grup kurmuştu bile. Ben bildiğin ortada kaldım. Grupsuz kalmakta kötü lan. Ortalık malı oldum resmen. "Lavin bizle gel istersen" "Yalnız kaldırsan bize takıl" "Yemeğe gitcez sende gelsene" sorularının altındaki elime düştün şıllık ifadesini sezmiyo değildim tabi. Kimsenin peşine gittiğim yok herhalde. Tek başına karadul gibi gezdim okulda. Ne zaman vize haftası geldi o zaman benden habersiz oluşan kankalar ve ben vermeden numaramı bulup arayan insanlarla karşılaştım. Bi anda karınca gibi üşüştüler. Biri mesaj atıyo lavin bu soru nasıldı? diğer mesaj atıyo lavin bu konuyu anladın mı? Lavin sınavda yanına oturıyım mi?
Bende biraz saftiriğim kimseye hayır diyemem hepsine tek tek cevap verdim. Ama en sonunda olay beni kullanma derecesine gelince ne oluyoruz lann moduna girdim ve hepsine tek tek postayı koydum. Tavrımı belli edince gerçek karakterleri ortaya çıktı ve ben içlerinden bana en uygun olanını seçtim. Şimdi takıldığım kızlar uçuk kaçık ama onlara da pek güvenim yok, arada tek kalmamak için takılıyoruz ne yapim oğlum çok sıkıldım kantine tek gitmek koyuyo insana, herkes makara yapıyo herkes gülüyo ediyo sen vebalı gibi yalnız başına üstelik "ayyy herkes bana bakıyo acaba yanlış bişey yapar mıyım" gibi sosyofobik heraketlerle yürüyosun falan zor yani. En doğrusunu yaptım arkadaş edinmekle, ama yıllar önce söylenen sözlerin gerçeklik payı olduğunu da anladım. Şimdi tek tek onları hatırlıyorum ve benden sonra gelecek olan nesilleri şiddetle uyarıyorum,
 Vize haftası gelen kankadan hayır gelmez!

"Bak şimdi Lavincim"

Yine bir sabah ve ben yine it gibi ödev bahanesiyle Alaini görmeye gidiyorum. Her şey çok normal tabi ben yine bi odasına gitmeden önce 20 kere wc ye gidip saçımı düzelttim (temizlikçi kadınla kanka olduk) Odaya girdim O ve ben, allahım tam da hayal ettiğim gibi sadece ikimiziz (sanki bi bok olcak) Ödevimi gösterdim yorumlar yapmaya başladı öyle şeker konuşuyo ki insanın dinledikçe dinleyesi geliyo, açtım yine gözlerimi monçiçi gibi bakıyorum pür dikkat, yaptığım ödevi azcık beğendi azcık eleştirdi derken "bunu senin yapmanda ayrı bir değer katıyo" demez mi? Ben bir eridim bi bi tuhaf oldum götüm başım oynamaya başladı. Tam gülümsüyoruz birbirimize böyle derken içeri allahın cezası kuru kara bi kadın girdi "zarf alcam" ayağına benim bütün romantizmimin içine sıçtı, zaten ben bu anı senenin başından beri bekliyorum be kadın, annen seni zamansız mı doğurdu azcık daha bekle olur muuu daldı içeriye aldı alaini benden.
Alain zarf verirken bende onun panosuna bakıyodum. Bütün o panodakileri tek tek onun yapıştırmış olması, onun emek vermiş olması yada ne biliyim en basitinden ellerini sürmüş olması ne kadar kıymetli benim için.

Daldım gittim panoya ve hayallere
derken
"Bak şimdi Lavincim" diye başlayan bir cümle duydum, önce cümleyi duydum sonra "LAVİNCİM" i duydum sonra tek duyduğum şey "ciimmm cimmmm cimmm cimmm ciimmmmm" oldu. Kulaklarımda çınladı 1 dakika boyunca ve ben Alainin dediği hiçbir şeyi anlamadım o anda.Zaten çok kısa süre içinde de odadan çıktım ve tüm gün o lavincim i hatırladım durdum. Bir ekin beni bu kadar mutlu edeceğini düşünmezdim.

Sırf beni öldürmek için mi uğraşıyosun bilmiyorum ki.

Bugünkü dersimiz çok güzeldi. Yazımı yazarken yine yanıma geldi. Ben oturuyorum o ayakta ve yanımdaki kızla konuşuyo bende döndüm kıza bi ara alainin ve benim birbirimize yaslandığımızı hissettim bildiğin benim sırtım onun bacağına değiyodu ben mi saalak gibi yaslandım yoksa o mu bilerek yapıyo bilmiyorum birden geri çekildim çünkü biliyorum kendimi kaptırırsam onu orda kimse elimden alamaz. Gerçi diyorum ya ben abartıyorum ama alain sürekli biriyle mesajlaşıyo. Belli sevgilisi var. Telefonla konuşmalar mesajlaşmalar falan sürekli olarak pek normal şeyler değil bunlar. Kesin benim ona olan ilgimi anladı ve kasıtlı bazı hareketler yapıyo bugün geldi yine yanıma aldı kalemimi üzerime doğru eğilerek anlatıyor da anlatıyor ya zaten parfüm kokusundan kafam güzel oluyo bide ne yaklaşıyosun o kadar. kolu yüzüme değdi geri çekildim "pardon" dedi gülümsedi "önemli değil" dedim ama bildiğim o puşt gülüşü bakışını yaptı. Sonrada gidiyo mesaj üstüne mesaj artık kime atıyosa,

Çok daralıyorum böyle olunca bide birden bire gözden kaybolup gidiyo ya hep gözümün önünde olsun ama benim olmasın diyorum. Olmasın, ucunda ölüm yok ya.

5 Aralık 2011 Pazartesi

Biri beni tutsun diyorum.

Bu sabah kız arkadaşımla birlikte ödevleri teslim etmek için alainin yanına gittim. Güne onun gülümsemesiyle başlamak kadar huzur verici bir şey yokmuş meğer. "Günaydın" dedi bize gülümseyerek. Yanına doğru yürüdüm ve ödevler hakkında yorum istedim. Çok hoşumuza gidecek şeyler söyledi. Biraz güldük biraz konuştuk gayet normal gelişmelerdi tabi bunlar. Sonra yanından ayrılmak zor oldu işte. O konuşurken saçlarına ağzına burnuna hatta kulaklarına bile hayranlıkla bakıyordum çünkü. Bir yandan söylediklerini dinlemek, öteki yandan onu hayranlıkla izleyip hayal kurmak ve bütün bunların ötesinde "söylediklerini anlayıp" cevap verebilmek için bir süre kendime fazla yüklendim. Ama bir an vardı ki kendime zor hakim oldum. Alaine sarılmak istedim hemde bunu öküz gibi çok istedim. Bir adım ötemdeydi elimi uzatsam omuzuna çarpar öyle yani. Sadece sarılmak istedim. O anda ciddi anlamda acı çekiyordum neyse ki konuşması kısa sürdü ve hemen dışarı çıktık.

Zaten benim alaini görünce otomatik olarak  gün içerisinde ağzım kulaklarıma çıkıyo, yine o şekil gezerken bir kez daha görebilmek için koridora yastık yorgan atsam yeriydi yani, bütün gün koridora bakan sınıfta ders çalıştık. Tabi buna ders çalışmak denirse.

Neyse o ders bitti saat 1 de başka bir dersimiz başlayacaktı sınıfa girdik arka sıralarda 3 adet %100 salak kız oturmuş tip tip bakıyolar. Sağ baştan sayıyorum.

Agresif: Bir iyi bir kötü ani manevralarla gün içerisindeki tutumu değişen. Gülerken birden bire sinirlenen, can ciğerken aniden trip atan bir kız. Ben anlam veremedim 4 yıl içerisinde de veremiyceğime eminim.
Safinaz: Fok balığı yutmuş gibi konuşan, kıskandığını ve fesatlığını gözlerinde saklayamayan, Havalı görünmek için artı bir çaba sarfeden kısacası kendini bi bok sanan zavallı bi arkadaşımız
Topak: Sınıfta karambole temsilci seçildi ama içi geçmiş gerizekalının kimseyle ilgilenicek hali yokmuş gibi bakıyo. Üstelik terbiyesiz bi şekilde hocalarla muhattap oluyo sanırsın asker arkadaşları. Öyle hadsiz bişey işte.

Şimdi ben Alaine olan ilgimi yanlışlıkla bunlara belli ettim. Benim kızlar alainin gelceğini duyunca derse "aaa duydun mu alain geliyomuş" dediler bende tabi "ağğğğğğhh" diye bir tepki verdim ve sırıttım. Baktım topak bana bakıyo tip tip "neden bu kadar sevindin ki" dedi. Tabi benim jetonlarım o sıra yığıldı birden bire "hee yokk yani aramızda bişey, niye seviniyim canım banane yani, aa ödevini yaptın mı senn yaaa hahah" dedim kızların hiç biri gülmedi safinaz agresif topak dönmüşler bana bakıyolar. Topak "sen tepkilerini çok aşırı belli ediyosun" dedi idiot bakışıyla.

Hay dedim şansıma sıçıyım, neyse bu konu bu şekilde kapandı sanıyodum ta ki bu itilaf devleti grubunun yanımdan geçerken sürekli "alain alain alain" demesini duyana kadar. Ne zaman beni görseler ve yanımdan geçseler "alainin yanına gittim","alain bana böyle dedi ehehehaed" diyip gülüyolar. Bugünde aynı şekilde sınıfa girdik işte "ödevlerinizi alaine verseydiniz ben verdim" dedi topak biz profesöre vermeyi tercih etmiştik de. "alaine gittik yorum aldık isteseydi alırdı dedim" ordan agresif topağa dönerek "kızım o senden almıştır sizin aranız onunla çok iyi" dedi, ama varya sırf beni kıskandırmak burdaki amaç "alainin arası herkesle iyi" dedim baktım tip tip cevap vermediler.

 O kadar çok sinirleniyorum ki alaine de, yavşak gibi bütün kızlarla can ciğer yaaa. Hepsiyle gülüyo şakalaşıyo falan azcık üstüruplu ol, asistansın sen yakışmıyo bi kere. Hem ben varken onlara ihtiyacın mı var? Gelirim ben senin yanına sık sık merak etme yokluk çekmezsin aşkitom yaa :) Deli gibi gelin güvey olma konusunda en önde bayrak taşıyorum zaten. Ama şunu anlatmadan da geçemiycem, bir insan salak gibi sürekli adama bakarken yakalanır mı ya? Bugün okuldan çıkarken 3 kere başıma geldi bu ne zaman kafamı çevirsem o ve ben öküz gibi ona bakarken yakalanıyorum. Adam anlamadıysa adım laviin değil yemin ederim rezil oluyorum ve eminim bana götüyle gülüyodur.

Allah cezamı verecek ha.

..

4 Aralık 2011 Pazar

Daha kazanamadan kaybettim, bu bana yapılır mıydı Alain

Başlarda kendimi kaptırmamam gerektiğini söylesemde, bir rüzgara kapılıp gittiğimi adamın yaptıkları dokunmaya başlayınca anladım. Bu kadar sevecen yaklaşması, onun yanındayken kendimi duble huzurlu hissedişim, ne biliyim sabahtan akşama kadar onu sıkılmadan dinleyebilceğimi anlamam, onun ellerini, yüzünü, davranışlarını hayranlıkla izleyişim, kokusunu sarhoş olurcasına içime çekişim, sesini uzağımdayken bile duymaya çalışmam, neyin göstergesi bilmiyorum.

Tabi bütün bunlar o bana bir şeyler öğretmeye çalışırken oluyor. Ya da benim sorduğum sorulara cevap verirken. Bütün bunlar benim tarafımdan hissedilen duygular, eminim alendolunun bir sevgilisi var, derslerde bile mesajlaşmaya çekinmediği bi sevgilisi var üstelik. Ara ara telefonlada konuşuyo çöööşşş demek istiyorum. Dersteyiz ulan bi dur bi tenefüsü bekle, nasıl sevgilin var lisede mi sürekli mesaj yazıp arıyo mübarek diye carlamak istiyorum ama yapamıyorum. Ben orda ödevlerimle ilgillenirken o az ilerimde kikirdek bi yüz ifadesiyle mesaj yazıyo.

Görsen yüzüm pancar tarlası bordo halde küfür ede ede önümdeki deftere bakıyorum.

"Bari yanımda yapma lan, kız güzel mi acaba?, benden güzel olduğu kesin, şu tipime bak, hay amk burda ne yapmam gerekiyodu bide ödevle uğraşıyoruz, vermiş midir lan kız, banane amk verdiyse verdi faturasını ben mi tutucam, ne zamandan beri birlikteler acaba, ayrılma şansları var mıdır, kızı bulsam bi iki tehdit etsem, olur mu lan öyle şey sonra foyan ortaya çıkar, doğru diyon lan olmaz" şeklinde kendimle tartışıyorum ama o hala kakasını yeni yapmış mutlu insan modunda telefona bakıyo.

Hayır bütün bunları geçtim her şey o kadar güzeldi ki benim açımdan. Onun yanına giderdim benimle yüzündeki tebessüm hiç eksik olmadan konuşurdu ben desen zaten şapşal ağzı kulaklarında kikirdek bi kız oluyyorum onun yanında. Karşılıklı ufak tefek şakalar gülmeler, onun konuşurken gözlerimin içine bakması benimse asla göz teması kuramamam (acayip utanıyorum lan bide yakın mesafede şaşı bakma koorkum var) onun konuşma çabası benimse ağzımı açıp tek kelime etmeden arabaların ön tarafına koyulan oyuncak köpekler gibi başımı sallamam (ya yanlış bişey dersem korkusu) falan fiyasko gibi görünsede çok eğlenceli dakikalar yani.

1 hafta öncesine kadar onu yeteneğimle etkilediğimin farkındaydım yanıma gelip bana bu konuyla ilgili söylediği güzel sözleri geçtim yanımdan giderken koluma tutup "yaparsın sen ya" demesi benim kolumdaki kan dolaşımının o anda durması, sürekli bana bakarken gözlerinin gülmesi, benim zaten gözlerimde bile 32 diş çıkıyo artık o kısmını geçtim de, yani kalemimi aldıktan sonra o kalemi masaya koyması daha kolayken yalandan uzatması benim onu alırken eline değmemek için yapmış olduğum manevralar ve onun bunu fark edip çaktırmadan gülmesi sonucu yüzünde oluşan o puştluk ifadesi..

Bazı şeyleri anlamış olamalı ki artık benimle eskisi gibi değil. Adam cin gibi zaten bence hareketlerimden bakışlarımdan sürekli ona bakmamdan ve günde 143342524 kez göz göze gelmemizden anlamadıysa zaten bu işleri bıraksın gitsin köyünde çobanlık yapsın insanları bırakıp koyunlarla iletişim kurmaya başlasın. Bende de biraz salaklık var ama şimdi. Sürekli bir insana bakılır mı ya göz göze geliyoruz sürekli adam da kıllandığı için bana bakıyo zaten yoksa göz göze gelme konusu sırf benim yüzümden. Artık ne pas veriyo ne gülüyo ne yanıma geliyo hiç bişey yaptığı yok. Sınıftaki o kaltak kızların yanına gidip sohbet etmeye gelince ohh değmeyin keyfine paşanın, o konuda hiç sıkıntısı yok ama bana gelince sorularıma cevap vermeyen, verdiği zamanlarda ise kestirip atan bir insan oldu çıktı.

Alendelonu daha kazanamadan kaybediyorum. Hiç bir zaman kazanma gibi bir durumum olmayacaksada ne biliyim hayallerde mantık aranmaz, ben onu öyle hayal ediyodum bir gün kampüse el ele girme hayalim vardı :) ıykk gerçi bu da hiç romantik değil. Şu anda sezen aksu dinliyorum

"Uzak diyarlarda evli barklı, mutluluk en çook onun hakkı, bu yorgun kırık dökük hikayede, adı bende saklı"
lililililililili !!!

Neden diğer kızlar gibi sınıftaki zengin piçlerinden birinden hoşlanmadım ki bende, hayır neden hep benden büyük ve gerçekten imkansız olanları seçiyorum. Onu nasıl etkileyebilirim bilmiyorum ama içimde büyük bi kırgınlık var. Piç gibi ortada bırakılmış gibi hissediyorum. Alendelonun bunlardan haberi bile yok tabi, belki de o şu anda manitasıyla yiyişiyodur, yada çok güzel dakikalar geçiriyodur. Ne yapsın benim gibi ergenliğini tamamlayamamış bir kızı.

Neden dünyaya 5 yıl daha erken gelmedim ki, belki o zaman yaşıtlarımı sevebilirdim, en azından denemeye değerdi.

2 Aralık 2011 Cuma

Temas temas dediğin nedir ki gülüm

Kendimi çok pis derslere vurdum, sınıfın güzin ablasıyım zaten orası kesin. Ders notu isteyen mi olsun, soru sorcak olan mı olsun, sorunun cevabını bilmeyenler mi olsun, hepsi bana koşuyor. Randevu defterim olsa vercek saatim kalmazdı o derece. Nasıl saçma bi cümle oldu az önceki neyse geç onu da, kızlar beni rahat bırakmıyor anacım, biri mesaj atıyo ona cevap veriyorum öbürü arıyo onunla ilgileniyorum onu kapatıyorum bi başkası mesaj atıyo. Telefon numaramı nerden bulduklarına hiç girmiycem zaten öğrenci işlerindeki o beybi feys çocuğu ayartmış olmalarından korkuyorum. Bi yandan onlarla uğraşıp bi yandan bölüm derslerimi halletmeye çalışıyorum. Çok zor ama bana bu bölümü sevdiren büyük bi etken var, daha önceki yazımda bahsetmiştim, asistan hocamız

Bu kadar mı iyi olur bi adam. Hepimize yetmek için cin çayı falan mı içiyor acaba.? Bahsettiğim kadar mütevazi değil ama ders dışında yüzüne bakmaz ibne bir yürüyüşü var kasım kasım kasılıyor bir espiri yapıcam ama sayfayı kapatmandan korkuyorum :)) kasımpaşalı mübarek zkasdnakjdmnad neyse konu dağılmasın. Adam öyle bir yürüyor ki kasılıyo kasılıyo böyle triplere giriyo falan yürürken bazen dengesi bozuluyo yan yan kayıyo sanırsın doğduğu günden beri geceden kalma. Onu uzaktan gördüğüm zaman kafamda sılanın şarkısına basıyorum direk

"ba ba ba havalara nasılda geriliyooo, alendelonum benim nasıl da kasılıyo"

Alendelonum benim tabi, yaptıklarıma bakmak için yanıma geliyo derste kol teması mı dersin ellerin çarpışması sonucu götümde oluşan şimşekler mi dersin fenayım yani. Ama bende çok saftirik bi hava oluştu adama sürekli rezil olma modundayım. Sınıftça müzeye gittik allahım burnum nasıl kaşınıyo. Toplum içinde "ne var lan içinde pezevenk gel buraya" edasıyla kaşıyamıyorum da. Allahım bir kaşınır iki kaşınır buldum kendime kuytu bi köşe avucumun içiyle bi bastırdım sağ sol yaptım bi savaştım burnumla kiiiiiiiiiiiiiiiii kafamı bi çevirdim alendelon karşımda bana bakıyo. İşte yer o zaman yarılmalıydı. Ve ben içine düşmeden kendim atlamalıydım. Bu kadar mı kötü hissedilir. Kızardım bozardım tam bir sanat eseri oldum. Çaktırmadan hiç bişey olmamış gibi sanki çok normal bir durummuş gibi yaptım ve yoluma devam ettim. O gün bok gibiydi ve alendelona ilk rezil oluşumdu.

2. si ise herkesin içinde çocuk durumuna düşmemle gerçekleşti. Sınıfta aptal bi çocuk benim için "hocam sizden utanıyo" diyince benim foyam ortaya çıktı tabi az çok. Ani bir manevrayla durumu toparladım ve araya bir sürelik bir mesafe koydum.

Onun kokusu bende bağımlılık yaptı. Bana saatlerce birşeyler anlatsın, hiç sıkılmam dinlerim. Ama adamın yanında ağzımı açamıyorum. Başka kızlar car car konuşuyolaar ama bende tık yok. Neden böyleyim bilmiyorum. Bana yaptıklarım ile ilgili çok güzel sözler söylüyor. Bölüm derslerime boşa yoğunluk vermedim herhalde sırf bu yüzden gözüne girebilmek için. Ne biliyim o bana çok öğretmence yaklaşıyo bense tam tersi çok ibnece yaklaşıyorum. O bana bişeyler anlatırken ben onu düşünüyorum. Gelecekte neler yaşarım neler görürüm diye düşünüyorum. Kendimi öyle bütünleştirdim ki bakışlarımdan anlayacak diye çok korkuyorum bazen. Sınıfta çok güzel kızlar var gerçekten çok bakımlılar, ben çok çocuksuyum, utangaç, sessiz sakin, bakımlı bile değilim. Ellerim bölümüm gereği çok ön planda ama bok gibiler, hani böyle bir şey olmaz da olsa bile benle niye olsun diye düşünüyorum. Tipsizim bi kere, hiç bi şekilde şansım yok. kırmızı kar yağsayı geçtim bülent ersoy bir sabah uyanıp "ben erkek olcam" dese yine olmaz, o kadar imkansız. Ama onu çok kıskanıyorum, onu çok istiyorum, neden bilmiyorum ama kanım çok ısındı. O olmalı..

Seni yerler yerler, seni ham yapar bu zillilerrr

Okul idare eder, aslında güzel de diyebilrim ama bi kaç eksiğini gördüm mesela sistemi bozuk. Sınıflar çakışıyo dersler çakışıyo bazen bekliyoruz nereye gitceğimizi falan. Sevdiğim noktalarıysa herkesin kendi halinde olması, etliye sütlüye karışmıyo olmaları, öğrencinin ağzına çok sıçmamaları, o öyle olmaz böyle olur tarzı hocaların ortalarda çok dolaşmaması vs vs işte.

Bölüm derslerimin yeri ayrı tabi o dersleri çok seviyorum o derslerden çok o mükemmel adamı çok seviyorum. Bölüm asistanımız. Böyle saçlarnda beyazlar var, atom karınca gibi bi oraya gidiyo bi buraya. Bir adamın ses tonu bu kadar mı güzel olur? Bir adam bu kadar mı güzel kokar? Yanıma gelip yaptıklarıma bakıyo ya off anam off beni benden alıyo o bana tavsiye verirken ben onunla evlenip doğurduğum çocukların ismini düşünüyorum. Sorduğu sorulara cevap da veremiyorum çünkü çok pis utanıyorum heriften. Yerim onu yaa yerim bak yine aklıma geldi. Sırf onun gözüne girebilmek için gece 3 e kadar ders çalıştığım oluyor. Okulda bir o var birde ben varım sanki gerisi çok da umrumda değil, saçları özcan deniz gibi hafif kavruk , yürürken kasım kasım kasılıyor sanarsın "alaindelon" mübarek, wouw bu çok iyi oldu hacı, tamamdır o benim artık alaindelonum

Bi kaç kız arkadaş edindim gerçi. Biri alacakaranlıktaki bellaya benziyo aşırı derecede. İlk gördüğüm zaman bunun ne işi var lan burada demiştim. Onun adı benim için Bella artık. Bi de laz kızı var. İkisi de benim gibi inek aslında. Ders çalışayım da 1. olayım kafasındalar. O yüzden tuttum onları, birlikte tuttuğumuz notların alışverişini yaparız falan, karşılıklı kaynaşırız işte,
hadi bakalım başlasın benim üniversite maceram böylelikle