16 Aralık 2011 Cuma

"Fazla elektrik bünyeye zarar" dediler inanmadık.

Alain'in ne yapmaya çalıştığı hakkında bir fikrim yok. Adam bir gün iyi bir gün kötü, hiç bişey anlamıyorum. Geçen yazımda anlatmıştım çok sinirlerimi bozmuştu gider ayak, o olaydan sonra çok gördüm onu gerek koridorda gerek odasına gittiğimde (ki odasını tercih ederim, o sıcak hava dalgasının yüzüme vuruşu, iliklerime kadar ısınmam ve atmosferin sadece Alain kokusundan ibaret olduğu) .

Onun karşısında kitlenme huyumu biraz da olsa aştığıma inanıyorum. Sınıftayız işte herkes kafasına göre takılıyor hoca serbest bıraktı falan baktım Alain cam kenarında dışarıyı izliyo hemen aldım elime defterimden bi sayfa soru sorma bahanesine adamı tenhada sıkıştırcam. Gittim yanına palavradan da bir soru sordum. Yan yanayız sınıf arkamızda, benim kalbim ağzımda falan. O kadar abartıyorum ki onu sanki insan değil peygamber aydınlanmaya gitmişim yanına o derece. Kalp atışlarımı bizim pakize teyze duymuştur o nasıl bir atıştır öyle. Bana bir şeyler anlatırken hep bi yerlerimiz değiyo zaten. Ya kolumuz ya omzumuz ya başka biyer ne bilym sürekli bi temas içindeyiz. O günde öyleydi cam kenarındayken kollarımız birbirine değiyodu. O an aldığım  elektrikle İstanbuldaki kaçak elektrik olayına son verebilirdim. Heh nerde kalmıştık bişeyler anlatırken hem çok yakınlaşıyo hem ses tonunu çok iyi ayarlıyo, böyle naif bi şekilde sessiz sessiz, ahh anlatırken bile fena oldum. Sonra bana döndü ben tabi kağıda odaklıyım (asla göz teması kuramıyorum, utanıyorum bide şaşı falan bakarım korkusu var)  döndü bana ve kitlendi adam, yani abartmıyorum yarım dakika bakmıştır baktı baktı baktı tamam mı dedi? Tamam dedim hemen uzaklaştım ama nasıl utandım anlatamam. Oturdum yerime etrafımdakilerle konuşmaya başladım aldırmıyorum lan hesabı. 

Onun dersinin olmadığı günler çok sıkıcı. Neyse ki haftanın 2 3 günü geliyor. En son bombayı anlatıyorum, Alain yanıma geldi, ben soruyu yapamıyorum dedim, ben masada oturuyorum o arkamda, iki elini omuzlarıma koydu ve bildiğin omuzlarıma dayandı vücuduyla, sonra bi eliyle soruyu yaparken diğer eli hala benim omzumda. Ben tabi o sıra bal mumundan yapılmış heykel edasıyla kaskatı kesildim, el omzumda ama rahatsız olmasın çekmesin diye kıpırdamıyorum. Bütünleştim elle çekse ağlıycam o hesap. Nasıl mutlu oldum nasıl heyecanlandım, derste bi 4352304 kere daha göz göze geldik, ama o da bakıyo hacı, sadece ben değil.Ama bakış amaçlarımız farklı;

Lavin: "ayyhh ne tatlı yeaa, yerim lan seni, kıvırma oğlum kıvırma, o kızın yanında ne işi var, çukura düş inşallah rapunzel gidip durma şunun yanına, hastasıyız dedeeeee"

Alain: "bu kızda bakıp duruyo, bak yine baktı, ne bakıyosun be, neyse ben bi wc ye gidim"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir şeyler yazmak ister misin?