2 Aralık 2011 Cuma

Temas temas dediğin nedir ki gülüm

Kendimi çok pis derslere vurdum, sınıfın güzin ablasıyım zaten orası kesin. Ders notu isteyen mi olsun, soru sorcak olan mı olsun, sorunun cevabını bilmeyenler mi olsun, hepsi bana koşuyor. Randevu defterim olsa vercek saatim kalmazdı o derece. Nasıl saçma bi cümle oldu az önceki neyse geç onu da, kızlar beni rahat bırakmıyor anacım, biri mesaj atıyo ona cevap veriyorum öbürü arıyo onunla ilgileniyorum onu kapatıyorum bi başkası mesaj atıyo. Telefon numaramı nerden bulduklarına hiç girmiycem zaten öğrenci işlerindeki o beybi feys çocuğu ayartmış olmalarından korkuyorum. Bi yandan onlarla uğraşıp bi yandan bölüm derslerimi halletmeye çalışıyorum. Çok zor ama bana bu bölümü sevdiren büyük bi etken var, daha önceki yazımda bahsetmiştim, asistan hocamız

Bu kadar mı iyi olur bi adam. Hepimize yetmek için cin çayı falan mı içiyor acaba.? Bahsettiğim kadar mütevazi değil ama ders dışında yüzüne bakmaz ibne bir yürüyüşü var kasım kasım kasılıyor bir espiri yapıcam ama sayfayı kapatmandan korkuyorum :)) kasımpaşalı mübarek zkasdnakjdmnad neyse konu dağılmasın. Adam öyle bir yürüyor ki kasılıyo kasılıyo böyle triplere giriyo falan yürürken bazen dengesi bozuluyo yan yan kayıyo sanırsın doğduğu günden beri geceden kalma. Onu uzaktan gördüğüm zaman kafamda sılanın şarkısına basıyorum direk

"ba ba ba havalara nasılda geriliyooo, alendelonum benim nasıl da kasılıyo"

Alendelonum benim tabi, yaptıklarıma bakmak için yanıma geliyo derste kol teması mı dersin ellerin çarpışması sonucu götümde oluşan şimşekler mi dersin fenayım yani. Ama bende çok saftirik bi hava oluştu adama sürekli rezil olma modundayım. Sınıftça müzeye gittik allahım burnum nasıl kaşınıyo. Toplum içinde "ne var lan içinde pezevenk gel buraya" edasıyla kaşıyamıyorum da. Allahım bir kaşınır iki kaşınır buldum kendime kuytu bi köşe avucumun içiyle bi bastırdım sağ sol yaptım bi savaştım burnumla kiiiiiiiiiiiiiiiii kafamı bi çevirdim alendelon karşımda bana bakıyo. İşte yer o zaman yarılmalıydı. Ve ben içine düşmeden kendim atlamalıydım. Bu kadar mı kötü hissedilir. Kızardım bozardım tam bir sanat eseri oldum. Çaktırmadan hiç bişey olmamış gibi sanki çok normal bir durummuş gibi yaptım ve yoluma devam ettim. O gün bok gibiydi ve alendelona ilk rezil oluşumdu.

2. si ise herkesin içinde çocuk durumuna düşmemle gerçekleşti. Sınıfta aptal bi çocuk benim için "hocam sizden utanıyo" diyince benim foyam ortaya çıktı tabi az çok. Ani bir manevrayla durumu toparladım ve araya bir sürelik bir mesafe koydum.

Onun kokusu bende bağımlılık yaptı. Bana saatlerce birşeyler anlatsın, hiç sıkılmam dinlerim. Ama adamın yanında ağzımı açamıyorum. Başka kızlar car car konuşuyolaar ama bende tık yok. Neden böyleyim bilmiyorum. Bana yaptıklarım ile ilgili çok güzel sözler söylüyor. Bölüm derslerime boşa yoğunluk vermedim herhalde sırf bu yüzden gözüne girebilmek için. Ne biliyim o bana çok öğretmence yaklaşıyo bense tam tersi çok ibnece yaklaşıyorum. O bana bişeyler anlatırken ben onu düşünüyorum. Gelecekte neler yaşarım neler görürüm diye düşünüyorum. Kendimi öyle bütünleştirdim ki bakışlarımdan anlayacak diye çok korkuyorum bazen. Sınıfta çok güzel kızlar var gerçekten çok bakımlılar, ben çok çocuksuyum, utangaç, sessiz sakin, bakımlı bile değilim. Ellerim bölümüm gereği çok ön planda ama bok gibiler, hani böyle bir şey olmaz da olsa bile benle niye olsun diye düşünüyorum. Tipsizim bi kere, hiç bi şekilde şansım yok. kırmızı kar yağsayı geçtim bülent ersoy bir sabah uyanıp "ben erkek olcam" dese yine olmaz, o kadar imkansız. Ama onu çok kıskanıyorum, onu çok istiyorum, neden bilmiyorum ama kanım çok ısındı. O olmalı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir şeyler yazmak ister misin?